Fransız filmlerinin pek sevilmediği doğrudur, sıkıcı gelir çoğu film.Ama Ozon'un yeri başkadır benim nazarımda.Değişik bir hava var adamın filmlerinde.Kimi zaman çok sade belki ama hoş bir duygu bırakıyor bende.Zira müzik seçimleri de aynı şekilde.O filmde çalan müzikleri sonrasında da sıkılmadan defalarca zevkle dinlerim.Belki başkasına çok sıkıcı gelse de benim bir solukta izlediğim filmler.
Ama bu film için aynı şey söz konusu değil.Gayet dinamik geçiyor film.Büyük bir kitleye hitap edebilecek türden.Biraz pembe dizi tadında geçiyor sonrasında ne olacak merakı sarıyor film boyunca.
Lafı fazla uzattım.Konusuna gelecek olursak;
Germian isminde bir edebiyat öğretmeninin okulda çocuklara hafta sonu ne yaptıkları ile ilgili bir kompozisyon yazmalarını istemesiyle başlıyor film.Hemen hemen bütün çocukların bir kaç cümleden oluşan saçma paragraflarının arasında göze çarpan Claude isimli gencin kompozisyonu oluyor.Bir kaç cümle ile değil roman tadında bir kompozisyon yazarak hocasının dikkatini çekmeyi başarıyor.Yazısının sonuna (devam edecek...) yazmasıyla da bir hayli merak uyandırıyor.
Germain eskiden kalma yazarlık merakı ile bu çocuğu alıyor ve hemen hemen her gün yazarlık üzerine ders vermeye başlıyor.Hatta kendi başarısız yazarlık deneyiminden sonra çocuktaki yetenek onu cezbettiğinden olsa gerek, sırf yazması için başka bir hocanın sınav sorularını dahi çalma noktasına kadar getiriyor olayı.
Film Claude'un yazdığı yazıların akışına göre ilereyip gidiyor.Siz ne olacak acaba şimdi, bu olanlar gerçek mi hayal mi diye düşünüyorsunuz.Ama gerçek ya da hayal olduğu kişinin kendisine kalmış çünkü ortada net bir şey belirmiyor.Kurgu,senaryo falan gayet güzel olmuş.Ha bir de müzikler...Çok ilginç bir sonla bitmese bile final sahnesi de güzeldi.
IMDB puanı için tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder